



![]() |
yurtfilozofu.com |
![]() |
EN İYİ HUKUK FİLMLERİ

"En İyi Filmler" ya da "Film Önerileri" belki de diğer zamanlara kıyasla, yaşanılan pandemi günlerinde özellikle öğrenciler tarafından daha aranır hale geldi. Olağan dönemlerde öğrenciler kazandıkları fakültelerde gelişimlerine katkı sağlayacak ortamlar bulabilir ve değerlendirebilirdi fakat hiçbir şey olağan dönemlerdeki gibi olmadı. Üniversiteler 2020 - 2021 Eğitim yılının güz döneminde de uzaktan eğitime devam etme kararı aldılar. Uzaktan eğitimin verimi, uzaktan eğitimde çıkan teknik sorunlar, uzaktan eğitim için yapılan pedagojik tartışmalar bir yana dursun, ortada bir gerçek var "dünya değişiyor, değişmek zorunda" ve bizler de bu değişime ayak uydurmak ve bize verilen zamanda yapabileceğimizin en iyisini yapmak zorundayız.
Hiç beklemediğimiz bir anda ve hiç beklemediğimiz bir zamanda 2020 yılının ilk aylarında "dünya değişiyor, değişmek zorunda" gerçeğiyle baş başa kaldık. Tuhaf distopik hikayelerden bile daha tehlikeli bir gerçekliğin içindeydik. Okullarımıza gidemiyor, arkadaşlarımızla buluşamıyor, hatta evimizden bile çıkamıyorduk. Daha önce böyle bir şey yaşamış mıydık? Evde kalmaya mecburduk. Ne zamana kadar? Şimdilik pek bilinmiyor. Derslere koştura koştura yetişmeye, ders bitiminde muhabbeti demlemeye, toplanıp sinemaya gitmeye, final gecelerinde sabahlamaya alışmıştık, ama ya evde kalmaya? İlk kez deneyimlediğimiz bir gerçekle baş başaydık. Hem hayattan zevk almak hem de çıktığımız yolda ilerlemek için bir şeyler yapmak gerekliydi? Üstelik bize gelecekte çok şey vermesini umduğumuz eğitim hayatımız da farklı bir şekle bürünmeye başlamıştı.
Tam da bu dönemde, bir sanatın varlığı bizi daha güçlü kıldı; SİNEMA.
"Bugünlerde her zamankinden daha fazla birbirimizle konuşmaya, birbirimizi dinlemeye ve dünyayı nasıl gördüğümüzü anlamaya ihtiyacımız var ve sinema bunları gerçekleştirmek için en iyi ortayol." demişti Martin SCORSESE. Elbette bugünler derken tam da bugünleri kastetmiyordu ama sinemanın her güne dair kurtarıcı olma özelliğini hissetmiyor muyuz hepimiz? Üstelik hadi kabul edelim, bizler her ne kadar bizden önceki kuşakların deneyimlemediği farklı bir korku çağını deneyimliyor olsak da bizi diri tutacak farklı enstrümanlara da sahibiz. Sinema demiştik, yani filmler. Ulaşmamız artık çok kolay. Bizi büyük hazinelerini açan dijital platformlar sayesinde istediğimiz filmi, istediğimiz zaman izleyebiliyoruz artık. Seçeneklerimiz çok ve zamanımız da çok. Yapmamız gereken tek şey kalıyor; en iyilerini seçmek!
Farklı bölüm öğrencileri için de yapılacak olan film önerileri serimize hukuk film önerileri ile başladık. Bu noktada en iyi hukuk filmleri adlı listeyi sizin için hazırladık. Kimisi yaşanmış gerçek olaylara, kimisi ise kurguya dayanan bu hukuk filmleri hak, adalet, masumiyet, savunma, delil gibi kavramlar bakımından hukuk öğrencisi olmayanlara bile çok şey anlatacaktır. Üstelik bu filmler bize farklı coğrafyalardan ve farklı hukuk sistemlerinden de örnekler sunuyor, Amerika, İngiltere, Almanya, Rusya ve hatta Güney Kore...
Özellikle hukuk öğrencileri her biri bir "dava"yı konu edinen bu filmleri izlediklerinde, onlarca saatlik hukuk dersinden çıkmış gibi hissedeceklerdir.
Bu arada bu filmlere sadece hukuk alanında en iyi filmler demek haksızlık olacaktır. Bu filmlerin sinema tarihindeki en iyi filmler arasına girebilecek nitelikte filmler olduğunu unutmamak gerekir.
Başlıyoruz. Liste, filmlerin yapım yılına göre düzenlenmiştir.
EN İYİ HUKUK FİLMLERİ
1. 12 Angry Men - 12 Kızgın Adam (1957)
Reginald ROSE'un senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği, Sidney LUMET'in yönetmen koltuğuna oturduğu, Henry FONDA'nın başrolde bulunduğu 1957 yapımı 12 Angry Men - 12 Kızgın Adam "Önyargılar gerçekleri örter." diyerek her bir "soru"nun gerçeğe daha da yakınlaştıracağını, gerçek adaleti arayan bir kişinin bile ne kadar değerli bir çaba içinde olduğunu ortaya seren bir başyapıt.
Kasvetli ve havalandırması çalışmayan bir jüri odasında, bitse de gitsek havasındaki jüri üyeleri. Bir tarafta aranıp bulunması gereken bir gerçek, bir tarafta ise kolay bir yol var. O gerçeği arayıp bulmalı. Adalet sisteminin bir şekilde içine giren her bireyin yapması gereken de bu.
12 Kızgın Adam sinema listelerinin baş köşesinde kendine yer bulan, tiyatro sahnesinde de dünyanın çeşitli yerlerinde sergilenen bir hikaye.
2. Anatomy of a Murder - Bir Cinayetin Anatomisi (1959)
Esrarengiz bir cinayet, cinayetle suçlanan güçsüz bir insan ve işe el koyan tuhaf bir avukat. Biraz klişe gibi geliyor olsa da hukuk filmlerinin en önemlilerinden birisidir "Bir Cinayetin Anatomisi".
Avukat Paul BIEGLER, oldukça tuhaf bir cinayet soruşturmasının içine dalar. Mesele zorludur, karmaşıktır ve gerçeklere ulaşmak için gerekirse tuhaf yöntemler denemelidir, ancak işine odaklanmış bir avukat, her şeyi değiştirebilir. James STEWART, Paul BIEGLER rolüyle tuhaf bir avukatı canlandırırken, yönetmen Otto PREMINGER her açıdan kusursuz bir filme imza atıyor.
3. Judgment at Nuremberg - Nuremberg Mahkemesi (1961)
Dünya tarihinin en önemli davalarının görüldüğü Nuremberg Mahkemeleri'ni anlatan bir başyapıt. İkinci Dünya Savaşı'nın sonrasında Almanya yenilmiş ve Amerikalılar, Alman yetkilileri mahkemelerde yargılamaya başlamıştır. Amerika güçlü ve muzaffer konumunu kullanmak istemektedir. Alman toplumu ise savaşı kazanan ülkenin göstermelik bir mahkeme yaptığını düşünmektedir.
Uzun mahkeme sahneleri, karşı tarafların uzun hukuki konuşmaları, tarihi gerçekliklerin yeniden ele alınması bir yana, insanların duygularını ele alan film hem hukuk tarihinin önemli bir olayını canlı tutuyor hem de dünya tarihinin.
1961 yılı yapımlı filmin yönetmeni Stanley KRAMER. Dürüst mahkeme başkanı rolünde Spencer TRACY varken, Marlene DIETRICH güzelliği ile büyülüyor.
4. To Kill a Mockingbird - Bülbülü Öldürmek (1962)
Harper LEE'in çok okunan aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Robert MULLIGAN'ın yaptığı, Gregory PECK'in, Atticus FINCH rolüyle büyük bir oyunculuk sergilediği film, önyargılar, ırkçılık ve adalet sistemi üzerine esaslı sorgulamalar yaptıran bir başyapıt.
Avukat Atticus FINCH, tecavüzle suçlanan zenci bir gencin savunmasını üstlenmiştir. Büyük ekonomik buhran zamanında, ırkçılığın ve zenci düşmanlığının tavan yaptığı bu yıllarda, kasaba halkına göre Atticus FINCH'in bu yaptığı affedilemezdir. Atticus FINCH, tehditler ve tepkiler ile karşılaşır ama yılmayacaktır çünkü adaletin peşindedir.
5. Philadelphia (1993)
Yaşadığı hastalık, toplum tarafından yadırganınca Andrew BECKETT bir anda işsiz kalır. Hakkını mahkemelerde aramaya karar veren Beckett'in yardımına ise Joe MILLER koşar. Yerleşik yargıları alt üst eden bir hukuki süreç başlar. Adaletin çalışması için, zorlanması gerekmektedir.
Bir eşcinsel ile bir zenci avukatın, topluma hakim olan Katolik ve beyaz dünyaya karşı savaşları elbette kolay olmayacaktır. Başrollerinde iki büyük oyuncu, Tom HANKS ve Denzel WASHINGTON'u barındıran Philadelphia'nin yönetmeni ise Jonathan DEMME.
6. In The Name of The Father - Babam İçin (1993)
İrlandalı asi bir genç olan Gerry CONLON, babası ile olan çekişmelere daha fazla katlanamayacak ve kendini İngiltere'de bir gençlik grubunun içerisinde bulacaktır. İstediği hayatın peşinden koşmaya çalışan Gerry CONLON, o yıllarda IRA ve İngiltere arasındaki savaşın tam ortasında kalacak ve bir bombalama eyleminin faili olarak tutuklanacaktır. Oğluna yardım etmek için apar topar İngiltere'ye gelen Guiseppe de suçlamalarla karşılaşacak ve hapse atılacaktır. Guiseppe'nin hapishane koşulları yüzünden ölmesi ile Gerry, idealist bir avukat olan Gareth ile adaletin peşine düşecektir. Kendisi için değil, babası için.
Daniel Day LEWIS, Gerry CONLON rolüyle harikulade bir performans sergilerken, mahkemelerin diğer bütün güçlerden bağımsız olmasının ne kadar önemli olduğunun altını çizen film, Gerry CONLON'un biyografisinden senaryolaştırılmıştır. Filmin yönetmeni ise Jim SHERIDAN.
7. The Life of David GALE - Ölümle Yaşam Arasında (2003)
İdam cezasına karşı mücadele eden bir hukukçu David GALE. Bir gün bir cinayet suçlaması ile tutuklanır. Cezası ise idamdır. Avukat Bitsey BLOOM, hem David GALE'in suçsuzluğunu kanıtlamak için hem de azalan zamanda idam cezasını durdurmak için var gücüyle çalışmaktadır.
Özellikle günümüzde de oldukça tartışılan bir konu olan idam cezası ve idam cezasının geri gelmesi gündemi üzerine düşünenlere farklı bir bakış açısı sunabilecek film kesinlikle izlenmeye değer.
David GALE rolünde Kevin SPACEY, Bitsey BLOOM rolünde ise Kate WINSLET harika bir performans ortaya koyuyor. Filmin yönetmeni ise Alan PARKER.
8. The Attorney (Byeon-ho-in) - Avukat (2014)
Parasite ile dünya gündemine oturan Güney Kore Sineması'nın içinde büyük bir cevher yatıyor. The Attorney, orijinal adıyla "Byeon-ho-in", bir avukatın özgürlük ve adalet mücadelesini ele alıyor. Güney Kore'de askeri darbe zamanları. Baskı, işkence ve gözaltında kaybolan gençler. Bir avukat her şeye rağmen ve her şeyi göze alarak bir adalet mücadelesi başlatır. Filmin başrolünde Kang-Ho SONG varken, yönetmenlik koltuğunda ise Woo suk YANG var.
*Yakın Türkiye tarihini okumayı seven öğrenciler, bu filmle birlikte yakın Güney Kore tarihine de göz atacaklardır. Biraz daha ilerlediklerinde yakın tarih itibariyle Türkiye ve Güney Kore'de yaşananların benzerliği oldukça ilginç gelecektir.
9. Judge (2014)
Yargıç Joseph PALMER, adalete tutku ile bağlı olan bir yargıçtır. Sevilen, saygı duyulan ve oldukça kudretli bir yargıç olan Joseph PALMER, bir gün cinayet ile suçlanır. Şöhretli, hırslı bir avukat olan Hank PALMER ise babasına yardım etmeye karar verir. Joseph PALMER her zaman olduğu gibi adaletin yerine gelmesi için yapması gereken ne varsa yapacaktır ve onu kimse durduramayacaktır.
Joseph PALMER rolünde Robert DUWALL, Hank PALMER rolünde ise Robert DOWNEY Jr. bu karamsar hikayeye oyunculukları ile değer katarken filmin yönetmeni David DOBKIN.
10. A Marriage Story - Bir Evlilik Hikayesi (2019)
Boşanma aşamasına gelen bir çiftin, avukatlar ve hukuk düzeni tarafından esir alınmasını konu alan "A Marriage Story", hukuk ve adalet kavramlarına farklı bir açıdan yaklaşmayı deniyor ve oldukça başarılı oluyor. "Hukuk kuralları mı işleri daha karışık hale getirir, hukuk adamları mı?" sorusu ile çıkmazlara ilerleyen film, pandemi döneminde bir hayli önem kazanan dijital platformlardan birisi olan Netflix'in en ses getiren yapımlarından birisi oldu. Başrollerinde Scarlett JOHANSSON ve Adam DRIVER yer alıyor. Filmin yönetmeni ise Noah BAUMBACH.
Bonus
"12" (2007)
Ünlü Rus yönetmen Nikita MIKHALKOV'un 12 Kızgın Adam filminin senaryosundan uyarladığı "12", Rusya'da geçen bir hikayeyi ele alıyor. Sinemada bazı uyarlamalar oldukça başarısız olur, ancak 12 böyle değil. Nikita MIKHALKOV, ustalıklı bir şekilde filmin odak noktasındaki hikayeyi Rusya'da yaşanan gerçekliğe göre eviriyor ve mesajın ruhuna sadık kalarak bir başka "önyargı dolu hikayeyi" ele alıyor. Filmin yapım yılı 2007
Bu filmleri sevdiyseniz, aşağıdaki filmleri de izlemenizi öneririz.
* A Few Good Men - Birkaç İyi Adam (1992)
* The Devil's Advocate - Şeytanın Avukatı (1997)
* Red Corner - Kızıl Köşe (1997)
* Amistad – (1997)
* Law Abiding Citizen - Adalet Peşinde (2009)
Umarız, hukuk film önerilerimizi beğenirsiniz. En iyi hukuk filmlerinde olmalı dediğiniz hukuk film önerilerinizi ve yukarıda yer alan filmler hakkındaki görüşlerinizi bizlere yorum yazarak iletebilirsiniz.
İyi seyirler...
• "En İyi Hukuk Filmleri" içeriğini hazırlayan Saniyede 24 Kare ekibi ve CİHAN ARSLAN'A TEŞEKKÜR EDERİZ.
Güncel, öğrenci dostu blog yazıları için ve üniversite yaşamında barınma sorunu yaşadığın zaman her ilden yurt ve öğrenci apartı bulabileceğin tek yurt arama sitesi olan https://www.yurtfilozofu.com/ adresini unutma deriz.